Biraz geçmişi hatırlatarak başlamak istiyorum yazıma.
Geçtiğimiz günlerde Bursa Basınında çıkan bir köşe yazısı okudum. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’a biraz akıl verilmek istenmiş...
Yazıda geçen konuyu konuşmak değil niyetim, onu konuşmak Alper Taban’a düşer. Evet geçmişten başlayalım anlatmaya. Alper Taban’ın, Başkan Yardımcısı olduğu dönemde kendisini çok aradım ve o an cevap aldım. Bazılarında ise sonrasında dönüş yaptı ve bu arada sonradan arayacağını mesaj ile bilgi verdiğini de hatırlatmak isterim.
Alper Taban’ın, Başkan Yardımcılığı görevini sürdürdüğü zamanlarda bir vatandaş beni aradı ve bir yerleşim yerinin sıkıntısının haber yapılmasını istedi.
Bende vatandaşa olur diyerek ilk önce bilgi almak ve sıkıntının boyutunu anlatmak için Alper Taban’ı aradım.
Kısa görüşmeden sonra konuyu araştırıp döneceğini söyleyerek kapattı telefonu. Beklemeye geçtim, kısa bir zaman sonra sıkıntısı olan vatandaş tekrar aradı. “Neden haber için gelmedin?” diyeceğini düşünerek açtım ve sıkıtının çözüldüğünü, haber yapmamıza gerek kalmadığını söyledi. Bir süre sonra Alper Başkan beni aradı, sıkıntının çözüldüğünü söyledi.
Sözün özü, yaşadığım olaylardan sadece biri bu. Telefon konuşması ve mesajlarımda karşılık aldım. Gönderdiğim mesajlarla ilgili cevabını yüz yüze bile aldım.
Kısaca Alper Başkan’a ben hangi ortamda hangi iletişim 3.5 yıllık Başkan Yardımcılığı görevinde de 1.5 yıllık atandığı Başkanlık görevinde de son olarak 3 aylık seçilmiş Başkanlık döneminde de hep ulaştım, cevap aldım. Kısacası bu yazıyı yazmamdaki amacım savunmak değil.
“SEZARIN HAKKINI SEZARA VERMEK” olduğu için kaleme almak istedim.
Bu arada bizde bazı makam sahiplerine bırakın sıkıntımızı yazıp cevap almayı, hayır dua, kandil mesajı yazdıklarımız oldu. “AMİN” cevabını bile alamadık.
O makam sahiplerinden bizde başka yerlerden icazet almasını mı istedik?
ALLAH’A EMANET OLUN
