Bütün izmlerin sınıfta kaldığı, ömrünü bitirdiği ve hiçbir işe yaramadıklarının anlaşıldığı bu fani dünyada aklı başında bir insan için doğruya varmak daha kolaydır. İnsan düşünsün, akıl etsin, fikir yürütsün diye dünyada yaratılmış bir canlıdır. Dünya için değil sadece dünyada yaratılmıştır. Kullukla imtihan içindir yaratılmış olma sebebi. Her ne kadar bu amaca uygun yaşamasa ve sırf dünya için yaratılmış gibi bütün planlarını bu yalan dünya için yaşasa da bir gün ölüm geldiğinde mutlak gerçeği anlayacaktır.
Bütün felsefeler insanı bir kargaşadan başka bir kargaşaya sürüklemek için icat edilmiş, şeytanın silahlarından başka bir şey değildir. Bugün ve yüzbinlerce yıldır dünyada akan kanın yegâne sebebi budur. Her ne kadar bazı densiz felsefeciler bunu dibe bağlasalar da salt hiçbir din öldürmeyi istemez hatta yasaklar. Ancak dinlerin içine giren felsefe hastalığı ve felsefecilerin saçma sapan doktrinleri yüzünden akan kan hiç durmamıştır. Bu Habil ile Kabil´den günümüze ve maalesef günümüzden de kıyamete kadar gidecek bir başka felsefedir.
Mutlak gerçek ise bunun en iyi ilacıdır ve bizleri yaratan bunu vahdet olarak niteler. Tevhit birlik esasına dayanan bir kavramdır ve kesrette bile birlik olduğunu ispat eder. Ve insanlık var olduğundan bu yana ilahi kitaplar ve resuller aracılığı ile yaratan bize bunu önermiş, bizden birlik içinde olmamızı istemiştir. Zaten yaratılış gereği birlik içinde olan bu dünya, şeytanın oyuncağı olmuş insanlar vasıtasıyla birlikten koparılırmış ve çokluk üzerinden savaşlara sürüklenerek adeta kan gölüne çevrilmiştir.
Ölüm bu balamda mutlak gerçeği anlamamıza yardımcı olabilecek en önemli kavramdır. Herkes için vardır ve asla gecikmez. Lakin mesele, ölmeden mutlak gerçeği anlamak ve vahdete fevç fevç koşmaktır. Felsefimizi, düşüncelerimizi, amellerimizi ve niyetlerimizi bir daha gözden geçirerek ve asla ölümü unutmadan yeniden düzenlemek için henüz geç değil. Hadi besmele çekip başlayalım kendimizden. Nefsimizdeki bütün putlardan arınarak mümin ve muvahhid olalım. Emin olun ölüm geldiğinde iş işten geçmiş olacaktır ve son pişmanlık hiçbir zaman fayda etmediği gibi yine bize fayda sağlamayacaktır.
Son söz;
Ya biz hayatta iken aklınızı başınıza toplar, adam gibi yaşamaya başlar, yeryüzünü mamur etmeye çalışırız, ya da ölüm bizim aklımızı başımıza zaten getirir. Ölüm bütün putlarınızı deviren, bütün felsefeleri kaldırıp çöpe atan, bütün ayrıcalıkları yerle yeksan eden can yakıcı bir kavramdır. Ne dersiniz? Akledelim mi?