ÖZGÜR BİREYİN HAK VE SORUMLULUK DENGESİNİ KURABİLMESİ
Sadece haklardan söze edilip sorumlulukların söz konusu edilmediği yer ancak cennet hayatı olabilir.
Kişilik bütünlüğünün harcı diyebileceğimiz ahlaki değerlerin kazanılması ve yaşanması, toplum sayesinde mümkün olduğundan, bireyin mutlak anlamda kendisini toplumdan tecrit etmesi, ruhsal ve fiziksel anlamda sağlıklı bir hayat açısından uygun değildir. Çevre karşısında kişilik bütünlüğünü, yani benliğini korumak ve geliştirmek durumunda olan birey için sadece reaksiyonda bulunmak yeterli değildir. Sürekli değişme istidadı gösteren çevreyi yeniden yorumlamak ve yapılandırmak, bireyin çevresine yönelik eylemlerinde aktif rol oynamasını kaçınılmaz hâle getirmektedir. Her bireyin içinde bulunduğu durum kendine özgü olacağından, her bireyin kendi sorunlarını tek tek çözmesi en uygun yaklaşım olacaktır. İnsana tanınan bu büyük ayrıcalık aynı zamanda onun ferdîleşmesini mümkün kılan en değerli unsurdur (357).
Allah?a kul olamayan insan, bilerek ya da bilmeyerek başka nesnelerin veya öznelerin kölesi olur.
Her açıdan üstün niteliklerle donatılmış bir varlık olan insan diğer taraftan birtakım zaaflarla da mualleldir. Zaten insanın ayrıcalığı bu ikilemin doğurduğu dinamizmden neşet etmektedir. İnsan tabiatında doğuştan var olan bu dinamizm ve değişkenlik, toplumla girilen karşılıklı etkileşimin de katkısıyla, bölünemez bir bütünlük arz eden tek tek, biricik bireylerin gelişmesine zemin hazırlamaktadır (359). Kur?an?ın ?emanet? olarak tanımladığı hedef, yani tüm insanların birlikte gerçekleştirerek paylaşacakları huzur, barış ve mutluluk dolu bir hayat; bu görevin üstesinden gelebilecek donanıma sahip bireylerin önüne konmuştur (33:72). Çünkü şeytanın desiselerine maruz kalan benliklerini sahip oldukları gerçek iman ve irade gücüyle ayakta tutabilen bireyler, sadece Allah?ın emanetinin gereğini yerine getirebilir. Bunun sebebi, benlik sahibi kişilere, yani bireylere, şeytanın gücünün yetmeyeceği gerçeğidir (16:99). Benlik yapısındaki düzen ve ahenk birtakım içsel ve dışsal faktörlere bağlı olarak bozulabilse de, birey olabilmeyi başarmış insanlar, tabiatlarındaki asli özelliklerine, ?güçlü irade ve doğru algılayışlarının da yardımıyla?, tekrar Allah?a dönerek ve O?nu sürekli hatırlayarak birey olmanın yegâne anlamı olan benliklerini güçlendirebilir (361). DEVAMI HAFTAYA