,

Şeyma Topalak


FARKLI


 

Geçtiğimiz haftalarda,insan üzerine düşündüklerimi sizlerle paylaştım.İnsanın duygusal donanımlarla yüklü olduğu ve algılarla içinde bulunduğu ortama yön verdiğini görmüş olduk.

İnsan sorusunun cevabını ararken, Cemil Meriç´in beni çok etkileyen yazılarından birinde şöyle diyordu...

 

"Batı kültürün vatanıdır.Doğu İrfanın!Ne Batı´yı tanıyoruz,ne Doğu´yu!En az tanıdığımız ise kendimiz"

 

Bu bize ,kültürümüze vurulmuş zincirdir.Bu zincirlerden ne zaman kurtulacağımızı, düşünmek zorundayız.Kendi kendimize vurduğumuz bu zincirler, ancak kültürümüzü kucağımıza aldığımız zaman serbest kalacaktır.

Bunları kaybedişimizin en önemli sebeplerinden biri de televizyondur.Aylakçı işi ve sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevî afyondur televizyon.

Orada gördüğümüze özenir,yaşamımızı ve değerlerimizi ona göre belirlemeye çalışırız.Dizilerdeki hayatlara özenir,ömür boyu baş koyacağımız,yastığımızı paylaşacağımız hayat arkadaşımızı,hiç tanımadıklarımız seçsin isteriz.İsteriz diyorum maalesef ki öyleyiz.

 

Yapılan araştırmalarda evlilik programlarını izleyenlerin sayısının hiç de anımsanmayacak kadar çok olduğunu görünce inanamadım.Ortalama dokuz milyon kişinin izlediğini düşünürsek,aileyi dört kişi kabul ettiğimizde korkunç bir tablo karşımıza çıkıyor.

Böyle programların düşünce mekenizmamıza verdiği zararı hiç söylemiyorum...

Durum şu ki;

Kendimizi tanımak bile istemiyoruz.Ve kendini tanımayan toplum da,kültürden yoksun İrfan´ı olmayan bir toplumdur.Bu halimize acımak yerine acilen bir önlem alınmalıdır.Biz ne mi yapabiliriz?İzlemeyip,izlettirmeyelim.Kendimizden vazgeçmeyelim...

Farklı bir hafta dilerim...