,

İbrahim Çoban


Öz değerlerimize uzak kalmayalım


 

Bir toplumu diğerlerinden farklı yapan, sahip olduğu kültürüdür.

Kültür, değerler bütünü ve hayatı algılama biçimidir.

Topluma yerleşmesi yüzyıllar alır.

Kültür topluma dil, mimari ve müzik olarak yansır.

Bilim ve teknoloji evrenseldir, kültür ise millidir.

Ama kültürün milli olması içine kapalı olması anlamına gelmez.

Çünkü yeryüzünde saf ve katışıksız kültür yoktur.

Her kültür başka kültürlerden etkilenir.

Ama bu asla kökünden değişim değildir.

Fransız Filozofu Alain, ?Aslanın vücudu yediği hayvanlarla güçlenir ama aslan hiçbir zaman yediği hayvanların şeklini almaz? der.

Yani kültürler birbirlerinden beslenir ve etkilenirler ama hiçbir kültür başka bir kültürün kopyası haline gelmez, gelmemelidir.

Aristo, "En talihsiz toplum, kaleleri ayaktayken kültürü ve ahlâkı harabe olandır" demiş.

Çünkü kültürün yozlaşması ahlâkı yok eder.

İşte son yıllarda yaşadığımız sorunların temelinde bu gerçek yatıyor.

Toplumsal kültürümüz kayboldu.

Bu nasıl mı oldu?

Anlatayım.

Her işi başı eğitimdir.

Biz önce bu alanda zayıflatıldık.

Eğitim çağında çocuklarımıza ve gençlerimize öz değerlerimizi, tarihimizi ve edebiyatımızı öğretmedik

Klasik Türk Musikisine sövmeyi, divan şiirini hor görmeyi, Türküyü hiçe saymayı öğrettik.

Bununla da kalmadık.

Kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrettik.

Sanki Mimar Sinan, Leonardo?dan,

Mevlana sahte hümanist, Dante?den

Itri, Bach?tan değersizmiş gibi gösterdik.

Bunun sonucunda gençlerimiz öz dillerini bile unuttular.

Şimdi soruyorum; "Biz deve miyiz yoksa kuş muyuz?"

Londra?da, Paris?te bir lokantaya oturduğunuzda, Türkçe bir müzik dinleyebilir misiniz?

Bir Türk yemeği sipariş edebilir misiniz?

Müzik marketlerine gidip bir türkü, yada şarkı cdsi alabilir misiniz?

Hayır bunların hiçbiri mümkün değildir.

Ya Türkiye?de?

Ne yazık ki Türkiye`de lokantada yabancı müzik dinlersiniz, hemde zorla.

Türkçe müzik varsa da ya arabesk, ya da pop çalar.

Elbette dünyaya antenlerimizi kapatmayacağız.

Değişim, dünyayla rekabet etmenin vazgeçilmez şartıdır.

 

Ama özümüzü korumak koşuluyla.